Merhaba.
Henüz düzenli blog yazma alışkanlığı kazanamadığım için yeterince sık yazamıyorum. Bir de acemi olunca her şey normalden çok daha fazla zaman alıyor. Bugün yine yeni bir yazı paylaşamayacak kadar yoğun olduğum halde uzun zamandır takip ettiğim bir blogtaki çekilişi duyurmak istedim.
Çekiliş Clinique Superdefense spf 20 nemlendirici krem için. Blogun tatlı sahini kendi cilt tipine uymadığı için bir takipçisine hediye etmek istemiş. Blog için buraya tıklayabilirsiniz.
Ben şimdiye kadar hiçbir şekilişten hediye kazanamadım ama yine de adet yerini bulsun duyuruyorum. Herkese bol şans diliyorum.
Sevgiler D.
27 Şubat 2014 Perşembe
24 Şubat 2014 Pazartesi
Başımın Belası Seboreik Dermatit
Yeni günden merhaba…
Yıllardır Seboreik Dermatit ile
yaşayan biri olarak bu yıllar boyunca yüzlerce şampuan, temizleyici,
nemlendirici gibi birçok ürün denemek durumunda kaldım. Bu hastalığa
azımsanmayacak bir sıklıkta rastlanıyor. Kimileri dönem dönem küçük ataklarla
yaşadığı için saçımda kepek oluştu ya da cildim çok kurudu şeklinde çıkarım
yaptığı için doktora gitme gereği bile görmüyorlar. Gitseler dahi benim de
yaşadığım üzere başlangıçta gerçekten yalnızca kepek olmuş ve/veya cildiniz
kurumuş gibi bir durumla karşılaşıyorsunuz ve aslında başlangıçta antifungal
olarak adlandırılan medikal kepek şampuanları şikayetlerinizin giderilmesinde
yeterli oluyor. Bu nedenle de başlangıçta yanlış müdahalelerle ataklar
gerektiği gibi atlatılamadığı için genellikle ileri safhalarda aslında neyle
karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Bilmeyenler için biraz daha ayrıntılı Seboreik
Dermatit’i anlatmak istiyorum.
Dermatolojik rahatsızlıkların
bildiğim kadarıyla hiçbirinin tam olarak neyden kaynaklandığı kesin olarak
bilinmiyor. Bu nedenle bir cilt sorununuz olduysa gittiğiniz doktor size
genetik, stres, alerji ve beslenme gibi seçeneklerden bir veya birkaçını
sunacaktır. Seboreik dermatit ataklarında kendi gözlemlerimle birlikte
araştırmalarımın da etkisiyle stresin çok büyük bir yeri olduğunu biliyorum.
Doktorlar bunun genetik olduğunu yağ bezlerinin yapısından kaynaklandığını
ancak bir tür mayadan da kaynaklanabileceğinden de şüpheleniyorlar ancak tabi
bu da kesin bilgi değil. Seboreik dermatiti normal kepek veya kuruluktan ya da
en basitinden egzamadan ayıran en önemli yönü oluştuğu bölgelerdir. Gerçekten
bu konuda kişiden kişiye göre değişip sınır tanımasa da ayrıcı noktalar kulak
arkası, kaşlar, burun ve dudak kenarları, madalyon egzama denilen göğüs arası
ve saç dışındaki saçlı bölgelerde kaşıntılı, özellikle sarımtırak kepeklenmeler
veya kabuklanmalar yaşıyorsanız bu hastalıktan mustarip olmanız olası.
Bende seboreik dermatitin ilk büyük
atağı tüm sırt ve kollarımı kaplayan kızarıklıklar şeklinde gelmişti. Doktorum
iz kalmadan geçeceğini ancak ne kadar zamanda tam kaybolacakları konusunda bir
şey diyemeyeceğini söylemişti. Kortizon iğnesi verdi kullanmam gerektiğini
söyledi. İlk iğnede izler kaybolmaya başladı ve kısa sürede tamamen geçti.
Kepek şampuanlarının işe yaramayı
bıraktığı bir dönemde internetten ürün araştırmasına giriştim. Defne, katran,
zeytinyağı sabunları, çeşitli yağlar, bitkiler, otlar derken dermo kozmetik
ürünlerle tanıştım. Ancak şu var ki atak dönemine girerseniz çok memnun
olduğunuz o harika hayat kurtarıcı şampuanınız bir işe yaramıyor. Özellikle
şampuan diyorum çünkü böyle bir problemi yaşamayan tüm yönüyle göremez.
Saçınıza kullandığınız ürün sadece saçınıza etki etmiyor. Yüz, göğüs, boyun, sırt
bölgesine akıyor ve buralarda da lezyonlara yol açıyor. Özellikle erkeklerde
sakal bıyıklarda bir kabusa dönebiliyor.
Bu konuyu neden bu kadar uzattım?
Çünkü hayatımı çok fazla etkileyen, atak dönemlerinde çok moralimi bozan,
moralim bozuldukça kurtulmasını da güçleştiren bir durumda kalıyorum. Bu
hastalıkta bir kişiye çok iyi gelen ürünün başkasına yaramadığını çok sıklıkla
gördüm ve duydum. Size iyi gelen ürün de bir süre sonra işe yaramamaya
başlayabiliyor. Ürün hastalıkta işe yarasa da saçları birkaç saatte yağ içinde
bırakabiliyor ki bu şampuanlar her gün kullanılamıyor. İyi gelen bir krem
çoğunlukla kortizon içerdiği için uzun vadede sürekli kullanmak ciddi sonuçlar
doğurabiliyor. Bu nedenlerle kesin bir sonuç vaat etmese de kullandığım ürünlerin
bendeki etkilerini işine yarayacak birilerinin okumasını ve yardım görmesini
çok isterim. Bu nedenle bu konudaki tecrübelerimi ve favori ürünlerimi sizlerle
paylaşacağım. Eğer benimle bu derdi paylaşanlar varsa kendi tecrübelerinizi yorum olarak bırakıp paylaşın lütfen.
Sevgiler
D.
Etiketler:
advantan,
dermatit,
dermatoloji,
dermokozmetik,
egzama,
kabuklanma,
kaşıntı,
kepek,
ketoral,
konazol,
kozmetik,
kuruluk,
losyon,
nemlendirici,
nizoral,
seboreik dermatit,
şampuan
23 Şubat 2014 Pazar
Başlangıç
Bu bir
merhaba yazısı.
Çok
uzun zamandır yerli/yabancı hem makyaj hem de pasta ve yemek blogları takip
eden biri olarak kendi bloğumu açmak çok çok sonradan aklıma geldi. Aklıma
geldikten sonra da yine çoook uzun bir süre bunu erteledim ve hatta bir plan
dahi yapmadım çünkü önümde çok büyük bir engel vardı blog adı! Bir nick,
kullanıcı adı bulmakta her zaman zorlanmışımdır çoğunlukla bulmak gerektiğinde
etrafıma bakıp yazılı ne varsa onu kullanmışımdır ama iş blog açmaya gelince
evet ben çok geç kalmıştım ve aklıma gelen isimler çoktan kapılmış olacaklardı.
Bugün
bir anda aklıma blog açmak düştü hatta tam anlamıyla ne yapıyorsam işi gücü
bıraktım bilgisayara gömüldüm. Her şey güzel başladı. Kısa sürede aklıma daha
önce hiç düşünmediğim içime de sinen bir isim geldi. Instagram’da arattım isim
boştu. Hemen bir mail aldım. Evet! Blogdan önce ınstagram hesabını almıştım.
Sonra kapak fotoğrafıyla bir süre uğraştıktan sonra sıra bloğu açmaya geldiğinde
acı gerçekle karşılaştım! Başta arattığımda istediğim adla Google aramaları
sonuç vermemesine rağmen bu ismin ve çeşitli varyasyonlarının da müsait olmadığı
gerçeğiyle yüz yüze kaldım. En sonunda içime sinse de sinmese de blog açmaya bu
kadar yaklaşmışken tekrar ertelemek istemedim ve uygun bir isim bularak bloğu açtım.
Bundan sonrası tam bir kaostu!
Ne
yapacağımı tasarımı nasıl değiştireceğimi nerden neyi düzelteceğimi bilmiyordum
tamamen yabancı bir arayüz vardı karşımda. Öyle böyle kendime ve acemiliğime
gülerek bir şeyleri tamamladım. Bu konuda öğrenecek çok şey olduğunu da anlamış
oldum.
Blog
açarken bir kategori ile kendimi kısıtlamak istemedim ama genel olarak yaşamımda
karşılaştığı güzellikleri, dizginlemeye başladığım alışveriş tutkumu, meraklı
olduğum pasta ve yemek tariflerini ve tabi hayatımda büyük yeri olan makyaj
bilgileri paylaşmak niyetindeyim.
Sevgiler D.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)